Aynı solmuş bir çiçek gibi hissediyorum kendimi...
Bugün okuldan aradılar ve Ali Rüzgar’ın hasta olduğunu söylediler. Revirde beni bekliyormuş. Hemen okula gidip onu aldım. Yolda, yüzünde hüzünlü bir ifadeyle bana döndü ve “Baba, hastayım. Aynı solmuş bir çiçek gibi hissediyorum kendimi” dediğini söyledi. İlk başta ne demek istediğini anlamadım ama sonra tekrarladı ve gözlerim doldu. Depremden sonra ben öylesine yaşıyorum ki, yıllardır bizi solduran berbat sistemde yaşayarak her gün daha da soluyoruz. Ona sarılıp öptüm onu teselli etmeye çalıştım ve “Sen benim en güzel çiçeğimsin. seni çok seviyorum” dedim.
Bu an, beni Küçük Prens kitabına götürdü. Bir çiçek gibi çocukları “sulamak”, büyütmek ve korumak sorumluluğumuz. En değerli çiçeğim gibi bakmak ve onunla ilgilenmek, hayatımın anlamı.
Çocuklar, hassas ve nazikler. Onların ihtiyaçlarına duyarlı olmak ve onları sevgiyle beslemek, bizim sorumluluğumuzdur. Küçük Prens’in çiçeğini sulamak gibi, biz de çocuklarımıza gereksinim duydukları sevgiyi, ilgiyi ve desteği sağlamalıyız. Çünkü onlar bizim en değerli çiçeklerimiz.
Sevgilerimle,