Benjamin Franklin’in söylediği gibi: “Mutluluk, bizi bulması olası ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir.” Danimarkalıların mutluluk sırrı kitabında “Şubat ayında ne yapmamızı tavsiye ediyor?
Sömestr tatili, baba-oğul daha çok zaman geçirmek için benim için büyük bir fırsat oluyor. Normalde hafta sonu bir gün, hafta içi derslerden zaman kalırsa akşamları görüşebiliyoruz. Okul ev ödevi, kurs, özel ders döngüsünden ancak bir günümüz oluyor.
Jim Rohn’un söylediği, “insan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” sözü, insanların çevreleri tarafından nasıl etkilendiğini ve etkilendiğimiz insanlarla oluşan ilişkilerin ne denli önemli olduğunu vurgular. Çevremizdeki insanlar, düşüncelerimizi, motivasyonumuzu, amaçlarımızı ve hayat tarzımızı belirleyen etkenlerdir.
Bizim çağımızda, hayatın mükemmel olması beklentisi yüksek ve her şeyin çok hızlı gitmesi gerektiği fikri yerleşmiş. Bu beklentiler, vaat edilen cennet gibi bir hayat ile karşılaştığımızda gerçeklerin - trafik sıkışıklığı, kayıp anahtarlar, mutsuz ilişkiler, vasat bir iş - olduğu hissi, bizi hayal kırıklığına uğratıyor ve öfkelendiriyor.
Yazar Robert Cialdini der ki,
Herhangi bir şeyi sevmenin yolu, onun kaybedilebileceğini kavramaktan geçer.
Bu güçlü bir sözdür ve hayatımızda sevdiğimiz şeyleri gerçek anlamda değerlendirmemizi ve onlara sahip çıkmamızı teşvik eder.
İnsanın yaşamındaki en güzel anları bir çocuğun büyümesindeki yolculuğuna katıldığı andır. Bu yolculuğa anne karnında Ali Rüzgar’ın hareketleri, tekmeler ile hissettiğim güzel ve rahatlatıcı duygularla başladı. İlk iletişimdi. Anne karnındayken her gün konuştum.
Masaka Kids Africana grubu bana Fitzgerald’ın bu şu sözünü anımsattı. F. Scott Fitzgerald: Daha genç olduğum ve daha kolay etkilendiğim yaşlarda babamın bana verdiği bir öğüt o gün bugündür hiç aklımdan çıkmaz: “Birini eleştirmeye kalktığında herkesin seninle aynı imkanlarla dünyaya gelmemiş olduğunu aklına getir.
Burgazada’dan kalkan Beşiktaş vapurunda giderken İlyas’ın İtalya’daki mezarlık ziyareti hikayesini anımsadım.Zülfü Livaneli’nin Serenad kitabında geçen Mardinli İlyas’ın hikâyesi.
İlyas Mardinden Roma’ya orada çalışan akrabalarını ziyarete gider. Bir gün akrabalarının çalıştığı gün gezmeye gider.
… Konu konuyu açmış bir ara çocuklarına torunları, torunlarının çocuklarına geldi. “Kaç tane var diye saymayı bıraktım” dedi. Yaşını sorduğumda bir an duraksadı “onu da saymıyorum ben yılını söylim sen gerisini hesaplarsın artık” demişti.
Andy Whitfield: “Değiştiremeyeceğin şeyleri kabullen ve yapabileceğin şeylerle ilgili bir şeyler yap.”
İnsan öleceğini anladığın an ne yapar? Bu sorunun herkes için farklı yanıtları vardır. Bazısı ailelerine ve sevdiklerine veda etmek için çaba gösterebilirler, bazıları ise düşüncelerini yazıya dökerek veya bir video kaydı yaparak bırakabilirler.
Bundan iki bin yıl önce Marcus Aurelius: “Basit olanın gücünü fark etmedikçe, mutluluk hep bir hayal olarak kalacak ne yazık ki… Oysa mutluluk , basit olandır.” demiş. işte böyle mutlu olmanın formülleri binlerce yıl önce serilmiş önümüze… Formül çok açık net belli olmasına rağmen, Holly’nin anlattığı gibi hızlı tükettiğimiz hazlar peşindeyiz.
Şarkıdaki gibi “Yaşamak ne güzel şey” diyeceğimiz, ümidimizi hiç kaybetmeyeceğimiz yeni bir yıl olsun. 🤗🍀❤️
Bu soruya çok yanıt yazabilirim, Sevgi, Sağlık, Saygı…
derim. Ve şöyle devam ederim. Para önemlidir ama sadece bir araçtır.
Arkadaşlarıma bakıyorum, biri ilkokuldan beri 30 yılı aşmış @saitsenvardar, diğer arkadaşlarıma bakıyorum çocukluktan bu zamana kadar görüştüğüm arkadaşım var.
Sabahattin Ali 74 yıl önce bugün öldürüldü. Sabahattin Ali erken yaşta aramızdan alındı ama bütün özgür insanların yüreğinde, bilincinde yaşıyor ve yaşayacak. 🙏☀️
#SabahattinAli #alirüzgar #dağlar
5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, karaların ermişi Hızır ile denizlerin ermişi İlyas buluşurlar. O gece, yer ve gök bu buluşmaya tanıklık ederken adeta ölür ve yeniden dirilir. Bu diriliş yani doğanın dirilişi artık yazın başladığını da işaret eder.
Zonguldak’taki dehşet verici, üzücü şiddeti yapanlar en ağır cezayı almaları gerekir. Dördüne sadece 10 gün uzaklaştırma verilmiş. Bunu takip edeceğim.
Bugün Ali Rüzgar’ın okuluna şikayete gittim. Başta Ali Rüzgar ve tüm sınıf uzunca bir zamandır bir çocuğun zorbalığı ile uzun zamandır mücadele ediyormuş.
Sait Faik bir hikayesinde, “Bu kadar sevilmek ihtiyacıyla kendine yaklaşan bir hayvanı reddedebilmek için insanın ömründe hiç aşık olmaması, hiç sıkıntı çekmemesi, hiç kalp yumuşaklığı nedir bilmemesi lazım gelir. Böyle insan da olmaz!
Tam 11 yıl önce bugün 😊 Yeni yıl için tatile çıkmış, İsviçre den başlayıp üç ülkeyi iki hafta gezmiştim. Ve tatilin sonuna geldiğinde geri dönmek istememiş, iki hafta daha uzatmıştım.
Babalar günümü dünden beri mesaj göndererek kutlayanlara çok teşekkür ederim. Çok güzel mesajlar aldım. İyi ki bu sayfayı açmışım dediğim günlerden bir gün yaşadım. ☺️🥰
Başta hakkıyla çocuğuna babalık yapanların babalar gününü kutlarım.
Bugün sohbet ederken bir ara “sen daha çocuksun ama Ali Rüzgar yani… " dedim. Yanıt gecikmedi:“Babişko kabul et! Sen de çocuksun. Büyük olandan hem de.. " Çok güldük… 😊
“Siz hangi burçsunuz?” cümlesiyle başlayan sohbet sonsuza dek sürebilir. “Ay ben de İkizler burcuyum” “İnanmıyorum, sen hiç İkizler gibi değilsin, İkizler biraz dengesiz olur!” “Hayır Terazi dengesiz olur. Benim annem Terazi’dir mesela.
Dört ay öncesinde Beşiktaş’a taşındım. İskeleye ve merkeze çok yakın ama o kalabalıktan ve karmaşadan uzak, sakin bir mahalledeyim. Sokak hayvanlarının mutlu olduğu, şişman kedilerin caka satıp gezindiği, pencere önlerine rengarenk çiçeklerin dizildiği bu sokakta yaşamaya başladım.
Sarıkamış şehitlerimizi andığımız bu günde Hayriye Hala’yı ve anlattıklarını hatırladım. .. Çorum’a kuzenim Gülsüm’ün düğününe davetliydim. Kuzenimi yıllar öncesinden burada ilgisiz babalar ve eşler ile ilgili bir yazı yazmıştı. Yazıda ilgisiz babayı anlatıyordu.
Kadına en acımasız eleştiri yine hem cinsinden geliyor. Kadın doğurmuyorsa “eksik” oluyor. Erkekler babalar ise zaten hep eksik! Anne olmakta baba olmakta bir tercih. Kadına “sen anne değilsen eksiksin” demek anneliği kutsallaştırılması yanlıştır.
Herşeyi bilen bir anne kitlesi var ama herşeyi.. Eskiden yoktu on yılda türedi.. Organik besin mi şak makale gibi konuşur. Otizm, DEHB v.b O'ndan sorulur. İlaç uygulaması, Psikoterapi falan O karar verir.
Bu kitabın ortasına geldiğimde “Gerçek hayata dönüş kitabı.” dedim. Beni bazı konularda ikna etti. Teknoloji’yi suçlamadan sosyal ağların bizi mutsuz, sağlıksız ve kısır bir girdabın içine nasıl çektiğini ve onlarsız kendimizi nasıl eksik ve yoksun hissettiğinizi araştırmalarla anlattı.
Bazen bir cümle, bir anı, bir deneyim bir insanın tüm hayatını değiştirebilir. Yaşım ilerledikçe çevremden o kadar çok güzel insanın ölümünü gördüm ki ve şunu öğrendim: “Sonunda geriye anılar, bazen de güzel yaşanmış hikâyeler kalıyor.
Sınıfa gitmeden kulağına eğilip “Bugün harika bir gün olacak”, dedim. Ali Rüzgar’ın “İlk günler kötü geçer” düşüncesini uzaklaştırmak istedim. Zaman ne hızlı geçti. Baba olma fikrinin bana yabancı olduğu ve nasıl bir baba olacağım konusunda endişelerimi hatırlıyorum.
“Oruç tutmakla, namaz kılmakla hacı olunmaz; bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz hükümete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır. Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP’li Sünni imansızları temizleyeceğiz.