TİP yeni gelenleri %3 barajını geçip hazine yardımı almak için bir araç olarak mı görüyor?
Hayatımda ilk kez bir partinin kapısını çaldım. “TİP’e nasıl destek olurum?” diyerek çıktığım bu yolculukta ilk önce web sitesinden gönüllü formu doldurdum. Bir hafta sonra arandım. Beşiktaş’ta seçim noktası yokmuş, Beyoğlu’na davet ettiler. Bir pazar günü gittim. Kapıyı genç bir çocuk açtı, kapıyı yarım açtı ve telefonla birisiyle görüşüyordu, orada konuşmaya devam etti. Kafasını iki yana sallayarak “hani kimsin, nesin, necisin?” gibi, ben de merdivenlerde durumu anlattım: “Beşiktaş’a gitmeniz lazım” dedi. “Beşiktaş şubeniz yokmuş” dedim. “Burada da kimse yok” dedi. Kapıyı biraz daha açıp sözlü değil de beden diliyle içeriye davet etti. “Sanki alacaklıyım arkadaş” diyen iç sesimin merdivende yankılandığını duydum.
AKP’ye gidip “Ben CHP’liyim, sizin tek adam rejimizinden ülkeye verdiğiniz zarardan çok rahatsızım ama yine de geldim bir bakayım yeni seçim politikalarınıza” desem daha iyi karşılanırdık diyen iç sesim söylenmeye devam etti.
Bir form uzattı ve doldurmamı istedi. Arka tarafta bir odayı işaret etti ve kendisi de arkamdan geldi. Ben buraya tüm motivasyonumla “ne yapabiliriz?, nasıl destek lazım” diyen idealist motivasyonumla geldim, gördüğüm muameleye bak. TİP üye formu dolduruyorum tepemde ayakta çocuk ve her bölümde bir şeyler söylüyordu. Aidat bölümüne gelince “Merkez orayı merkez mutlaka doldursunlar dedi” “Ne gerekiyorsa yaparım” dedim. Israr etti ve bir tutar yazmam gerektiğini söyledi. Formu verdim çıkarken “Bu kafayla %3’ü zor alırsınız! Bu nasıl bir tavır, bu nasıl bir karşılama, ve yaparım ne gerekiyorsa diyorum siz “para para para” diyen tavırlar” dedim söylenerek çıktım.
Çıktıktan sonra “olabilir” dedim. “Partide böyle saçmalıkları beraber düzelteceğiz” dedim. “Biz sülale devrini omuz omuza bitireceğiz” ve “yanlış varsa destek olurum” dedim. “Merkez şubeye giderim orası daha iyi organizedir” dedim. Motivasyonumu bozmadım.
Bir hafta sonra Kadıköy Merkez"e gittim. Orada daha iyi karşılandım, en azından içeri aldılar. :) Ama yine de kimse yoktu. Seçime bir aydan az kalmıştı, ama kimse yoktu. İki görevli vardı. Numaramı bıraktım ama bilin bakalım arayan soran oldu mu? Olmadı.
Geçen hafta Beşiktaş Seçim Koordinasyon Merkezi açılmış, oradan aradılar. Durumu anlattım ve davet ettiler. Akşam 8’e kadar oradalarmış, ben de 6’da gittim. Çıkmışlar :) Gelmişken bir form doldurdular ve nasıl destek olmak istediğimi bir kez daha anlattım. Notlar aldılar ve çıktım. Ses yok, yanıt yok. “Yok arkadaş bu iyice saçmalık” dedim.
Sonra tamamen vazgeçtim.
Aklımda Beşiktaş şubeden şu söyledikleri kaldı. Üye olanlarla, gönüllü çalışmalara katılanları ayrı tutuyorlarmış. Üye olanlar A klasmanında imiş. hem Beyoğlu’nda üye, hem de Beşiktaş’ta gönüllü formu doldurduk, A++ ım herhalde :) parti içinde A klasman deyip sınıf ayrımı yapmak, parti içindeki birlik ve dayanışmayı zayıflatır ve sınıf mücadelesi yapacak parti önce kendi içinde bunu sonlandırmalı değil mi?
Sorularım var:
- TİP yeni gelenleri %3 barajını geçip hazine yardımı almak için bir araç olarak mı görüyor? %3 hazine payını neden bu kadar çok odaklandılar? Bugünkü hesaplama ile %3 oy alan bir partinin alacağı yardımı üşenmedim hesapladım 137 Milyon lirayı geçiyor.
- 1915 Ermeni Soykırımı paylaşımına partililerin yorum ve hakaretleri okuyorum. “gidin” diyorlar, “partimiz marksist-leninist bir parti, bilmiyormusunuz faşistler”, “parti tüzüğünü okuyup gelseydiniz” diyorlar. Orada duruyor yorumlar. Herkesin farklı düşünceleri olabilir ve bu düşüncelerin tartışılması, farklı bakış açılarının ortaya çıkması için önemli. Parti yönetimi ne düşünüyor?
Biz doğaya, hayvana, insana yapılan ülkenin bir avuç insanın zengileşip halkın fakirleştiği bir ülke olmasına karşı sesi olduğu için TİP’teyiz. Marksist-leninist olduğu için orada değilim. Bana bu düşünce çok uzak. Tip’in tabanı, partide bir konumda olanlar farkı eğilimlerde insanların partide olmasını istemiyor. Fakat parti yönetimi tüm ülkeden oy istiyorlar. Nasıl olacak bu?
Sonuç olarak; sülale devri de bitse de bitmese de, hepsi az veya çok birbirinin lacivelti.