28 Mayıs: Ba'de harâbi'l-Basra.
“Mücadeleye devam edeceğim” dedi sonra salondan büyük bir alkış tufanı koptu. Şaşırdık mı?
Her partinin içinde parti başkanına sevgi, saygı duyan, bazen yanlış yapsa bile kendi ölçeğinde onu görmezden gelip tolere eden, daha ileri seviyede ise bir anlamda biat eden mutlaka çıkıyor. Bir konuda fikrini söyleyip eleştireni de ya partiden uzaklaştırıyorlar, ya da atıyorlar. Biat etmenin başında AK Partililer olsa da diğer partilerde benzer. İçlerine bakın başkanın atadığı başta Delege sistemi var. Her girdiği kurultayı böyle kazanıyorlar. Tek adam rejiminden şikayet edenlerin nasıl küçük rejimler kurduklarını, çıkar ilişkilerini ve oturdukları makamın gücünü en alt makamdan en üst makama nasıl kullandıklarını ayrıca yazacağım.
İkinci tur öncesi bir uyarı yazısı paylaşmıştım. İkinci turu kazanmak için önerilerilerimi yazmıştım: https://babadili.com/ikinci-turdan-once/
Bu seçime giderken biz;
- “Adaylığı Anayasaya aykırı. Sesinizi çıkarın” dedik, “Mağdur olmasın, biz onu sandıkta yeneceğiz” dediniz.
- “Anayasayı bir kez çiğnemesine müsaade ederseniz, yarın kaybettiğinde de Anayasaya aykırı davrandığında ne yapacaksınız?” dedik, yanıt alamadık.
- “Yabancı oylar?” dedik, “Önemsiz miktarda” dediniz.
- “Seçim sisteminiz 2018’de çöktü. Onursal Adıgüzel’e teslim etmeyin bu sistemi” dedik, “Stres testleri yaptık, uygulama bu sefer çalışacak” dediniz.
- “Tuncak Özkan hakkında ciddi iddialar var. İddialar netleşene kadar görevden alın” dedik, seçim öncesi almadınız. Hala almadınız.
- “Aday olmayın, en zayıf aday” dedik, kendinizi aday yapacak partileri bir araya getirip masa kurdunuz. Bugün bunun sonucunda cumhuriyet tarihinin en gerici meclisinin mimarı oldunuz.
Biz Kemal Bey’i uyardık, tüm endişelerimizi söyledik. Tuncay Özkan’ı görevden alamayan bir CHP Liderinin, seçildiğinde 418 Milyar doları geri getireceğine, 5’li çete ile mücadele edeceğine inancım kayboldu. Tüm bunlara rağmen seçimde arkasında olup sandığa gittim. Fakat seçimi kaybetti!
Bu seçimi kazanabilirdik. Kemal Bey her kesimden gelen uyarıları dikkate almadı. Belki uyarıları dikkate almış olsaydı, seçmenin ikinci turda daha büyük bir katılımla sandığa götürecekti. Ben kendisinden razı değilim. Şimdi istifa mı eder? Halktan af mı diler? Emekli mi olur? Bir şey yapsın! Çıkıp hala başarılı olduğunuzu gülerek masaya vurarak anlatmasın.
Eskiler “Ba’de harâbi’l-Basra.” derler. Basra harap olduktan sonra, iş işten geçtikten sonra daha neyin mücadelesini verecek?