''İsmail Bey, sizin gibi bir babam olsaydı ben Cumhurbaşkanı bile olurdum.''

Ali Rüzgar’ın 4-5 yaşlarında olduğu zamanlarda, bir gün kreşten alırken Anaokulu Müdürümüz @erogluhilal ile karşılaştık. Ayaküstü sohbet ederken, “İsmail Bey, sizin gibi bir babam olsaydı ben Cumhurbaşkanı bile olurdum.” demişti. Biraz şaşkınlıkla karışık gülümsemiştim. Teşekkür edip sonra unutmadığım güzel anılarıma eklemiştim. Düşününce ben de Hilal Hanım’ın durduğu “babam böyle olsaydı…” dediği yerdeyim. Ben de düşünmüştüm o gün. Öyle ya, babam ile anılarımıza baktığımda ömrümde bir kere babamın beni öptüğünü hatırlarım. Sadece bir. Öptükten sonra o sevinçle anneme koşup “Anne biliyor musun? Babam beni öptü!” deyip sevinçten ağzım kulaklarımda zıplıyordum.

Buna rağmen bazı şeyleri insan nedense kıyaslayamıyor. Çünkü zaman, çünkü sebepler, çünkü yaşananlar, yaşantılar her şey farklıydı. Bu yüzden kıyaslama yapmadan ve maddelere ayırmadan sadece babam ile aradaki farkı şöyle görüyorum; Babam kendisine öğretildiği gibi, öğrenmiş olduğu kadar bir babaydı. 🙏 . Yarın Ali Rüzgar’ın doğum günü. Anne karnında ki her gün konuştuğum zamanları da katarsak 10 yıl’a yakın bir süredir babayım. Geriye baktığımda bu yıllar benim yüreğime, zihnime, psikolojime iyiye dönüştüren etkisi olduğunu görüyorum, hissediyorum, duyuyorum.

İşte bu dömüşüm bana Paulo Coelho’un bir sözü anımsatır: Zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir.

Sevgi… 🍀🌱❤️