Bu Halk
Erkan Başkan’ın Cumhurbaşkanı olursa yapacağı ilk işin “Sınırları kapatıp hırsızları yakalayacağız, sonra açarız” olduğunu söylediği video 1 milyon izlenme, 35 bin beğeni ve 850 yorum aldı. Yorumlardan bazıları “Hırsız Sensin!”, “Köprüleri ve yolları yaptı ama”, “Çalıyor ama çalışıyor” ve “Çalsın ama ben de onların döneminde kazandım” şeklindeydi. Hakaret içeren yorumlar silindi.
Bu yorumlar üzerinden, halkın bir kısmının düşüncelerini anlamak önemli. Hırsızlık, yolsuzluk, kadın cinayetleri ve küçük yaşta evlilikler gibi konular bu kesim için sorun teşkil etmiyor mu? diye soruyoruz ya… Yanıtım şöyle, “eğer bu düzenden kendi paylarını alıyorlarsa, bu kesim için sorun yok.”
Halkın “Çalıyor ama çalışıyor” demesiyle ülkede hırsızlar ve tecavüzcüler başımıza bela oldu. Bu yetmezmiş gibi, milyonlarca ithal edildi. Nereye bakarsak, bu kesimden makam ve mevki sahibi insanlar görüyoruz. Ve şu anda büyük oy kaybı yaşanıyor. Çünkü bu seçimde gerçeği 20 yıl sonra görenler ve paylarını alamayan küskünler var.
İlgili bir yazı paylaşacağım ve yaznın sonunda Sülün Osman ile bitireceğim: Bu yazı sanırım 2016’da yazılmış. Gerçek kaynağını bulamadım. “şu konuda bir anlaşalım artık” diyerek başlıyor bakalım görüşlerine katılacak mısınız?
Halk “zavallı”
Halk “uyuşturulmuş”
Halk “kendisinden gizlenen gerçeklerle kör, sağır olmuş”
Halk “dinini bunlar yüzünden yanlış yaşamış”
Halk “ahlaklı”
Halk “dürüst”
Halk “namuslu”
Falan değil!
Benim de ara ara yaptığım burnu büyüklükle onlara “halk” falan deyip, hümanist düşüncelerle “Ah bir görseler gerçekleri” diyoruz ya; hah işte onlar o senin ‘gerçekler’ dediğin şeyin dibine kadar farkındalar. Onlar kandırıldıkları için o partiye oy vermiyorlar, onlar kendileri gibi oldukları için o partiye oy veriyorlar. Onlar senin sandığın gibi uykuda değiller, aksine senden on kat daha fazla uyanıklar.
O “halk” aslında kim biliyor musun?
O halk turisti kazıklayan taksici,
O halk Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın k…na bakıp iç çeken tonton amca,
O halk altın günlerinde üst katındaki günahsız öğrenci kıza “Eve erkek alıyor, o… doldu apartmana” diye dedikodu yapan hacı teyze,
O halk tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına “Zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?” yazan türbanlı bacı,
O halk daha geçen gün elimden zorla aldıkları, “Çaldıysa çaldı, öncekiler çalmadı mı? Bu hiç olmazsa müslüman, diğerleri siyonist köpeklerdi” diyen güvenlik görevlisi,
O halk ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kâr sayan trafikteki şoför,
O halk ağzından “cahiliye devri” düşmeyen ama “kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor” diyen adam,
O halk “Erkekler birbirini…, Allah da Lut kavminin üzerine bela yolladı” diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan cemaatçi dernek öğretmeni ,
O halk anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce “Sana bir daire fazla düştü” diye saç saça, baş başa giren insanlar,
O halk kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende “müslüman caaanım” diye ŞERİAT DİYE BÖĞÜREN Almancılar, Gurbetçiler,
O halk ağzından “Tanrı Misafiri” düşmeyip Pippa Bacca’ya tecavüz edip öldürenler,
O halk rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar.
Halk; tek bir kitap okumayıp, her konuda fikri olanlar.
Halk; kendisi gibi düşünenden başkasının yaşamasını istemeyenler.
Halk; cehaletin hadsizliğinden, izlediği salak saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar.
Hakikaten şunda bir anlaşalım bence; halk bu. Sen, ben, biz değiliz. Belki aynı parayı kazanıyor, belki aynı hayat standartlarında yaşıyoruz ama halk ne kandırılmış garibanlar, ne de senin onları sandığın kadar masumlar. Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil!
Sadece iyi ve kötünün savaşı!
Bu yazı bana Sülün Osman’nı hatırlattı. Bu halk Sülün Osman’dan bir verip 10 alma hayali ile daha para kazanma umuduyla; Beyoğlu’ndaki tramvayı, Galata Kulesi’ni, Eminönü meydanındaki saati, şehir hatları vapurları defalarca satın almış, bazen de kiralamış bir halk. Sülün Osman’nın Taksim Meydanı’nın girişine paspas koyup, gelenden geçenden para toplamış.“Ne kadar kazanıyorsun?” diye soranlara üstüne taksim meydanını sattığı bir halk. Trajikomik son ise 1962 yılında hapse girip “Alınteri ile Yaşamak” konulu konferanslar vermiş. O Halka!
“Asıl dolandırıcı benim dolandırdığım insanlardı. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Ve dükkân kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan. Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı 1000 lira. Diyorum ki 300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın… Adam sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam kazanç imkânı kaybolacak diye. 300 lirayı verip alıyor bilezikleri, ben de kayboluyorum ortalıktan. Adam ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, dolandırıldım, diye karakola gidiyor. Ben aranıyorum. Demiyorlar ki ona, be adam 1000 liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı, diye. Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım.”
Bu seçim, aydınlık ile karanlık arasında bir seçim. Bundan önce hangi siyasi görüşten olduğumuzun bir önemi kalmadı. Kişisel düşüncelerimizi sonraya bırakıp ülkenin menfaatlerini göz önünde bulundurarak, adil bir toplumu savunan bir halkın sesini yükseltmeliyiz. Sülün Osman’ı bile aratacak hırsızlara ve suçlulara değil, iyilik ve dürüstlüğe destek olmalıyız.