Hayatın Fırtınalı Denizinde Baobap Tohumlarını Temizlemek: İçsel Bahçemizin Bahçıvanı Olmak🌱
Küçük Prens, minik gezegenine özenle bakardı. Her sabah uyanır uyanmaz volkanlarını temizler, filizini yeni sürmüş baobap ağaçlarını titizlikle köklerinden sökerdi. Çünkü bilirdi ki, bu masum görünümlü tohumlar, eğer ihmal edilirse gezegenini içten içe yok edebilirdi. Baobap ağaçları o kadar hızlı büyürdü ki, kısa sürede kökleriyle gezegenini parçalayabilir, her şeyi ele geçirebilirdi. Bu yüzden Küçük Prens, her gün bıkmadan, usanmadan bu tehlikeli tohumlarla mücadele ederdi. Onun için bu, gezegeninin ve kendi varoluşunun bir meselesiydi.
İşte hayat da bazen Küçük Prens’in gezegeni gibi. Biz de farkında olmadan bazı toksik “baobap tohumları” ekiyoruz iç dünyamıza. Bu tohumlar, ilk başta masum ve hatta çekici görünebilir. Ancak zamanla, köklerini derinlere salar, büyür ve tüm enerjimizi emer. Tıpkı Küçük Prens’in gezegenini tehdit eden baobaplar gibi, bu toksik ilişkiler de iç huzurumuzu bozar, bizi negatif düşüncelerle boğar ve mutsuz eder.
Hayat, bazen sakin bazen de fırtınalı bir deniz gibi. Ancak bu denizin dalgaları, çoğu zaman bize hayatın en değerli derslerini sunar. En güzel gün batımları genellikle en zorlu fırtınaların ardından gelir. Belki de bu yüzden, fırtınalı dönemler ruhumuzu olgunlaştırır, içsel bahçemizdeki hangi tohumların büyüyüp hangilerinin körelmesi gerektiğini anlamamıza yardımcı olur.
Hayatın karmaşık denizinde çıkan toksik karşılaşmalar, aslında farkında olmadan ektiğimiz baobap tohumları gibidir. Küçük Prens’in kitabındaki hikayesinde gezegeninde, masum görünen bu tohumlar zamanla büyüyüp devasa ağaçlara dönüşerek gezegenin toprağını oyar, her şeyi yok eder. Baobaplar, temizlenmezse gezegenin yüzeyini kaplayıp kökleriyle gezegeni parçalayabilecek güce sahiptir. Tıpkı bu hikayede olduğu gibi, zamanla büyüyüp iç huzurumuzu bozan, enerjimizi emen bu tohumları fark etmemiz ve zamanında köklerinden söküp atmamız gerekir.
“7 Toksit İnsan Tipolojisi” başlıklı bir yazıda, bu tür ilişkilerin hayatımıza nasıl zarar verdiğini gördüğümde, Küçük Prens’in baobap tohumlarıyla olan mücadelesini hatırladım. İlk başta cazip gelen bu karşılaşmalar zamanla denge bozucu hal başlayabilir. Zamanla çözüm aradığınız her adımda her davranışlarının altında geçmiş travmaları ve bahaneleri yatan bu insanlar, içsel huzurumuzu aşındırır.
Rüzgar fısıldıyor:
Kendi içsel bahçenizin bahçıvanı sizsiniz. Hangi çiçekleri ekeceğinize, hangi ağaçları büyüteceğinize siz karar verin.
Babadili