Hayatın Kusursuz Olması ve Takdir Edilmeyen Şeyler
Bizim çağımızda, hayatın mükemmel olması beklentisi yüksek ve her şeyin çok hızlı gitmesi gerektiği fikri yerleşmiş. Bu beklentiler, vaat edilen cennet gibi bir hayat ile karşılaştığımızda gerçeklerin - trafik sıkışıklığı, kayıp anahtarlar, mutsuz ilişkiler, vasat bir iş - olduğu hissi, bizi hayal kırıklığına uğratıyor ve öfkelendiriyor.Çağımızın tehlikesi olarak, hayatın mükemmel olması gerektiğine inanmanın, diğer şeylerin takdir edilmeyi bırakması sonucunu belirtiyor.
Yazar Alain de Botton der ki,
Yaşlılar çiçekleri neden sever? Onlar hayatın kusurlarının farkındadırlar ve kusursuzluğun küçük adalarına rastladıklarında, durup onları takdir etmek isterler. Bizler ise, hayatın kusursuzluğu hakkında cafcaflı hikayelerle zihnimizi doldurmuşuz ve durup çiçekleri takdir etmeyi unutuyoruz. Hayatın tüm kusurlarına rağmen, kusursuzluğun küçük adalarını takdir etmek, hayatın tadını çıkarmanın en güzel yollarından biridir. Hayatın her anını mükemmel olması gerektiği düşüncesinden kurtulup, kusursuzluğun küçük adalarını takdir etmeye başlamak, hayatı daha içten ve keyifle yaşamanıza yardımcı olacaktır. “Hayatın mükemmel olması gerektiğine ve tüm sorunları çözebileceğimize inanınca diğer şeyleri takdir etmeyi bırakıyoruz. Durup çiçekleri takdir etmeliyiz.
Sonuç olarak, Alain de Botton’un görüşleri, hayatın kusurlarını takdir etmenin önemini ve hayatın küçük güzelliklerini keşfetmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Hayatın kusurlarını takdir etmek, bizi daha mutlu ve memnun kılabilecek ve hayatın güzelliklerini keşfetmeye bir kapı açar.
İsmail Yurtsever