Daha iyisi de mümkün...

Çarpışan arabaya binip çarpışmaktan kaçan tek bizdik herhalde ☺️ Bu fotoğrafı çarpışan arabalarda Ali heyecanla sağa sola çarpmamak için kaçarken çektim.

Lunaparkta baş döndürücü birisi hariç ne varsa hepsine bindik. Sonra sıra bu çarpışan arabalara geldi, asıl çarpışmanın zil çalıpta araç kapmaca başladığında oynandığını görünce “biz almayalım” deyip ortalık sakinleşinceye kadar uzak durduk.

Bu yaz derimiz buruş-buruş olana kadar yüzdük, sahilde yürüyüş yapıp çakıl taşları topladık. Bazı günler ormanda, bazı günler aquaparkta, lunaparktaydık. Bir ara Sabahattin Ali’nin çocukluğunun bir kısmını geçirdiği, anneannesinin Edremit’teki evini ziyaret, başka bir gün Çanakkale Yeşilyurt köyüne gezmeye, İlkokul öğretmeni Ali Bey ve eşi Selma Hanım ile Ali Rüzgar’ın deniz keyfi derken… 6 gün olan tatilimizi 10 güne uzattık.

Geceleri yorgun değilsek mutlaka dağlarda zifiri karanlıkta yıldızları izledik. Tripod ile fotoğraf makinesini kurup gece zifiri karanlıkta amatör yıldız fotoğrafları çektik. 💫✨

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi tatilinde sonuna gelmiştik.. İstanbul’a girince o meşhur trafiğini ve yüksek yüksek binaları görünce Ali: “O kadar dağları ağaçları gördükten sonra… babiş çok garip hissediyorum.” dedi. “Ben de!” dedim. Ali tatilimize “hiçbir şey mükemmel değildir. Daha iyisi mümkün” deyip 10 üzerinden 9.99 verdi. 🙏

Annesine bıraktıktan üç-dört saat sonra Ali’nin yokluğunu, özlemini hissettim. Aradım “Ben seni çok özledim, ne yapacağız?” dedim telefonda bir kaç saniye sessizlik oldu “Baba biraz abartıyor musun? Abartma babiş” dedi.

“Benim baba olarak biraz abartma hakkım yok mu? Var tabi ki ve bu hakkımı her fırsatta kullanacağım” dedim. Güldü ☺️

Bu tatilin diğer iyi tarafı, ülke gündeminden, Şahsım’ın aldığı kafasına göre kararlardan, bay Kemal’in adaylık sevdasından, kaçkın haberlerinden, sosyal medyadan biraz uzak kalmaktı.

Ali’nin dediği gibi “daha iyisi de mümkün” olan nice gelecek tatil hayaliyle.. 🍀😇

#babadili